Rivayet olundu:
Muhakkak ki kâfirin derisi kırk zira, dişleri uhud dağı misli, üst dudağı ta göbeğine değecek, etiyle derisinin arasında vahşi merkepler büyüklüğünde kurtlar (böcekler) olup derisiyle etinin arasında koşup tepişir. Derisiyle etinin arasında bulunan yılanlar. uzun boylu develerin boyunları gibi, akrepler de katır gibidirler…”
Bu ma’siyetsiz olarak ziyâdeden yaratılıp azap görmek değildir.
Lakin bu ziyâde kılındığı zaman, kulun üzerine ağırlıktır. Ağır olan nefis, cehennemin diğer azapları gibi kendisinin üzerine azap olur. Zincirler, tomruklar, akrep ve yılanlar gibi…
Bu konuda sahih hadis-i şerifte şöyle buyuruldu:
Ibni Ömer (r.a.)’dan rivayet olundu: Efendimiz {s.a.v.) hazretleri buyurdular:
-“Cehennem ehli cehennemde o büyütülür; hatta onlardan (her) birinin kulak yumuşağı ile omuzunun arası yedi yüz yıllık mesafe kadar olur. Cehennem ehlinin derilerinin kalınlığı yetmiş zira ve muhakkak ki azı dişleri de Uhud dağı kadar olur.” Müsned-i Ahmed: 4569,
-“Muhakkak ki kâfirin derisi cehennemde yetmiş iki zira kadar olur. Muhakkak ki kâfirin azı dişleri Uhud dağı kadar büyük olur. Kâfirin cehennemde oturacağı yer (oturak yeri) Mekke ile Medine arası kadar geniş bir yeri kaplar.” Kenz ül-Ummâi: 39519, Tuhfetü’l-Ahvezi: 2636.
Ed-Dürrül-Mensûr: c.2. s. 569; Cehennem ateşi secde yerlerini yakmayaca ğını Efendimiz (s.a.v.) hazretleri bize haber vermektedir:
“Ateş Adem oğlunu (yakıp) yer; secde yerleri hariç. Allâh’ü Teâlâ hazretleri, secde yerlerini yemeği cehennem ateşi üzerine haram kıldı.” Kenz ül-Ummâl: 18911,
İsmail Hakkı Bursevi(k.s.), Ruhu’l Beyan Tefsiri: 5/249-250.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder