24 Ağustos 2017 Perşembe

Cehennemin Yılan Ve Akrepleri:

cehennemin yılanları ile ilgili görsel sonucu

Allah bizi onlardan korusun. Kur’ân-ı Kerîm’de bu konuya şöyle deği­nilmektedir:

Allah’ın bol nimetinden verdiklerinde cimrilik edenler, sakın bunun kendileri için hayır olduğunu sanmasınlar. Bilâkis bu onların kotülüğünedir. Cimrilik yaptıkları şey, kıyamet günü boyunlarına dolanacaktır.” (Âl-i İmrân,

3/180)

Sahih-i Buharî’de… Ebû Hüreyre’den rivayet olundu ki; Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:

Bir kenze (hazineye) sahib olup da zekâtını ödemeyen kimseye, kıya­met günü hazinesi, dazlak başlı bir yılan olarak karşısına gelecektir. O yıla­nın her bir gözünün üzerinde bir tane olmak üzere iki siyah noktası vardır. Sahibini iki çene kemiğiyle tutar ve ona: “Ben senin malınım. Ben senin hazinenim!” der.” Bu hadisin bir başka varyantında şöyle denmektedir: “… Sa­hibi o yılandan kaçar. Ama yılan onun peşini bırakmaz. Adam ona karşı eliy­le kendini korur. Ama yılan onun elini yutar, sonra da boynuna dolanır.

İnkâr eden, Allah’ın yolundan alıkoyanlara, bozgunculuklarına karşılık azâb üstüne azâb veririz:.” (Nahl, 16/88)

A’meş… Mesruk’tan rivayet etti ki; yukarıdaki âyet-i kerimenin tefsirin­de Abdullah b. Mes’ud şöyle demiştir: “Onlara azâb ettirmek için, uzun hur­ma ağacı gibi kuyrukları olan akrepler saldirtılır.”

Beyhakî… Abdullah b. Haris b. Cüz’ ez-Zebidî’den rivayet etti ki; Pey­gamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:

Doğrusu Cehennemde öyle yılanlar var ki, buhti develerinin boyunları gibi uzundurlar. Onlardan birinin ısırdığı kişi, zehirinin tesirini kırk bahar (yıl)boyunca hisseder.”

Ebubekir b. Ebi’d-Dünyâ… Peygamber (s.a.v.)’i gören ve onunla birlik­te Veda Hacci yapan Haccac b. Abdullah es-Sümalî’den rivayet etti ki; Ashab’ın önde gelenlerinden Nasr b. Necib, kendisine şöyle demiştir: “Doğru­su cehennemde yetmiş bin vâdî her vadide yetmiş bin mahalle, her mahalle­de yetmiş bin ev, her evde yetmiş bin daire, her dairede yetmiş bin yılan, her bir yılanın yanında yetmişbin akrep vardır. Kâfir ve münafık kimse, bunların hepsiyle karşılaşmadan varacağı yere varamaz.” (Beyhakî, ei-Ba’sü ve’n-Nüşur, 263)

Bu; mevkuf, cidden garip ve şiddetli derecede münker bir rivayettir. An­cak Buharî de Tarih’ül-Kebir’inde buna benzer bir rivayette bulunmuştur. Doğrusunu Allah bilir.

Bazı tefsirciler Gayy ve Esâm’dan da bahsetmişlerdir ki; bunlar, cehen­nem vadilerinden iki vadidir. Allah bizi bunlardan da korusun.

Aralarına bir cehennem deresi koyarız.” (Kehf, 18/53)

Bazıları bu âyette sözü edilen derenin, cehennemdeki kan ve irin deresi olduğunu söylemişlerdir.

Abdullah b. Amr ile Mücahid, bunun cehennem derelerinden biri oldu­ğunu söylerken, Abdullah b. Amr şu eklemeyi yapmıştır: “Kıyamet günün­de, doğru yolda olanlarla sapıklıkta olanlar, birbirlerinden ayrılacaklardır.

Beyhakî… Heşim b. Avvam b. Havşeb’den rivayet etti ki; Abdülcebbar el-Havlanî şöyle demiştir: “Peygamber (s.a.v.)‘in ashabından biri, Dımışk’a geldi. İnsanların çok dünyalık peşinde olduklarını gördü. “Bununnlara ne yararı olacak? İleride, önlerine galak çıkmayacak mı?” dedi. “Ga­lak nedir?” diye sorulunca, dedi ki: “Galak, cehennemde bir kuyudur. Acıl­ığında cehennemlikler oradan can havliyle kaçarlar.” Burada sadece “kaçar­lar” denmemiş; aksine “Can havliyle kaçarlar” denilmiştir. Bu dikkat edilmesi gereken bir noktadır.

Kaynak: Ölüm ve Ötesi – İbni Kesir

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder