Bazı sohbetlerde; Ezan duası okumanın faziletini anlatılırken Zübeyde hanımın bağdattan mekke-i mükerremeye su getirtdiği kıssası mevzu edilir. Peki bunun aslı var mıdır?
Adı geçen kıssa:
Meşhur Halife Harun Reşidin hanımı Zübeyde Hatun Bağdat´tan Mekke´ye içme suyu getiren hayırsever bir hanımdır.
Vefat ettikten sonra kendisini rüyada gören evliyadan bir zat onu cennet köşklerinde görmüş;
-Bu Makama,yapmiş olduğun su hayratı sebebiylemi kavuştun?
diye sormuş.
Zübeyde hatun şöyle cevab vermiş:
-Hayır!Yapmış olduğum su hayratı sebebiyle değil.
O hayrı yaptıktan sonra kendimde benlik hasıl olmuştu.
Hiç bir erkeğe nasib olmayan böyle bir hayır bana nasib oldu diye kendimde varlığa kapıldım.
Bunun üzerine hayrım defterime yazılmamış.
Ancak her ezan okunduğunda ezan duasına devam ederdim.
Bu bulunduğum makam onun için verildi.
Bunu anlatanlar evvela haritaya bir bakmış olsalar bunun mümkün olmadığını hemen anlarlar. Bağdat- Mekke arası kuş bakışı 2000 km. Bunun deresi var tepesi var çölü var. Türkiyeden bir misal verecek olsak Edirneden Hakkari ye kadar su götürmek demek. O çölde buna imkan varmı?
Evet Arafata su getirilmiş. Fakat Taif tarafından. Uzakmı? Elbette....
Zira Taif, Mekkeye takriben 90 km. Arafatda Mekkeden 25 km olduğuna göre geriye 65 km. lik bir mesafe kalır. Kaldıki Taifin taa merkezinden getirilmiş olmasıda şart değil.
O tarafdan getirilmiş. Mesela İzmit den İstanbula su getirildi denilse bu, suyun taa Adapazarı sınırından veya İzmit’in merkezinden getirilmiş olmasını icab etmez. İstanbul’a sınır Gebze tarafından getirilmiş olmasıda muhtemeldir.
Halen Arafattaki su yolları kadim şekli ile mevcut. O günün değil bu günün şartlarında bile meşakkatli bir iş. Fakat bunu ifade ederken acem palavracılarının durumuna düşmemek lazım. Esasen müfessirlere(tabakatül-müfessirin kitabına müracaat) lazım olduğu gibi vaizlere de coğrafya bilgisi lazım.
Vaktiyle dua kitabında böyle yazan bir yayınevi sahibine bunun kaynağı nedir diye sormuştum..Cevap verememişti. Kaynak sıradan bir kitap olmamalı.hasan yazmış hüseyinde onu kaynak göstermiş bu doğru olmaz. İlim erbabının belli ölçüleri vardır.
Hadisi şerifleri birinden duyanlar niye tetkik ihtiyacı hissediyorlardı.duydukları kimselere itimatsızlıklarından değil belki işi sağlama alma (tesbit) ihtiyaclarından dolayıdır.bu usulün ne kadar semereli olduğu ise zamanla daha iyi anlaşılmış oldu.
Adı geçen kıssa:
Meşhur Halife Harun Reşidin hanımı Zübeyde Hatun Bağdat´tan Mekke´ye içme suyu getiren hayırsever bir hanımdır.
Vefat ettikten sonra kendisini rüyada gören evliyadan bir zat onu cennet köşklerinde görmüş;
-Bu Makama,yapmiş olduğun su hayratı sebebiylemi kavuştun?
diye sormuş.
Zübeyde hatun şöyle cevab vermiş:
-Hayır!Yapmış olduğum su hayratı sebebiyle değil.
O hayrı yaptıktan sonra kendimde benlik hasıl olmuştu.
Hiç bir erkeğe nasib olmayan böyle bir hayır bana nasib oldu diye kendimde varlığa kapıldım.
Bunun üzerine hayrım defterime yazılmamış.
Ancak her ezan okunduğunda ezan duasına devam ederdim.
Bu bulunduğum makam onun için verildi.
Bunu anlatanlar evvela haritaya bir bakmış olsalar bunun mümkün olmadığını hemen anlarlar. Bağdat- Mekke arası kuş bakışı 2000 km. Bunun deresi var tepesi var çölü var. Türkiyeden bir misal verecek olsak Edirneden Hakkari ye kadar su götürmek demek. O çölde buna imkan varmı?
Evet Arafata su getirilmiş. Fakat Taif tarafından. Uzakmı? Elbette....
Zira Taif, Mekkeye takriben 90 km. Arafatda Mekkeden 25 km olduğuna göre geriye 65 km. lik bir mesafe kalır. Kaldıki Taifin taa merkezinden getirilmiş olmasıda şart değil.
O tarafdan getirilmiş. Mesela İzmit den İstanbula su getirildi denilse bu, suyun taa Adapazarı sınırından veya İzmit’in merkezinden getirilmiş olmasını icab etmez. İstanbul’a sınır Gebze tarafından getirilmiş olmasıda muhtemeldir.
Halen Arafattaki su yolları kadim şekli ile mevcut. O günün değil bu günün şartlarında bile meşakkatli bir iş. Fakat bunu ifade ederken acem palavracılarının durumuna düşmemek lazım. Esasen müfessirlere(tabakatül-müfessirin kitabına müracaat) lazım olduğu gibi vaizlere de coğrafya bilgisi lazım.
Vaktiyle dua kitabında böyle yazan bir yayınevi sahibine bunun kaynağı nedir diye sormuştum..Cevap verememişti. Kaynak sıradan bir kitap olmamalı.hasan yazmış hüseyinde onu kaynak göstermiş bu doğru olmaz. İlim erbabının belli ölçüleri vardır.
Hadisi şerifleri birinden duyanlar niye tetkik ihtiyacı hissediyorlardı.duydukları kimselere itimatsızlıklarından değil belki işi sağlama alma (tesbit) ihtiyaclarından dolayıdır.bu usulün ne kadar semereli olduğu ise zamanla daha iyi anlaşılmış oldu.
N. Yerlikaya / incemeseleler.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder