Gerek zekat gerek sadakai fıtır gerekse mutlak bir sadaka vermek isteyen bir kişi, kimleri tercih etmelidir. Yardım almaya kimler daha layıktır?
Cömert; menfaati, hiçbir karşılık beklemeden ulaştıran kimsedir. “Kerem ve cömertlik, sahibinin ayıplarını ve kusurlarını örten bir meziyettir.”
(İmam Şâfiî)
Abdülkâdir Geylânî hazretleri:
“Ben Allah’a gece namaz kılarak, gündüz oruç tutarak vasıl olmuş değilim. Allah’a ancak cömertlikle, tevâzu’ ile ve sadrımın selâmetiyle vâsıl oldum.” buyurmuşlardır.
İkram edeceğimiz kimseler, Allah ve Rasûlü ile onların sevdikleri, kendilerine kıymet verdikleri kimseler olur ise, daha makbul olur. Cenab-ı Hak Peygamber Efendimizin talebeleri olan Ashâb-ı Suffe için (meâlen):
“Verin o fakirlere ki, Allah yolunda kapanmışlar, şuraya buraya dolaşmazlar. İstemekten çekindikleri için, bilmeyen onları zengin zanneder. Onları sîmâlarından tanırsın, halkı bîzar etmezler”, buyurmaktadır.
(Sûre-i Bakara 273)
Peygamberimiz ise, kendisinden, el değirmeni ile un öğütmekten elleri kabardığı için hizmetçi isteyen kızı Hz. Fâtıma’ya: “Kızım, Ashâb-ı Suffe’nin ihtiyaçlarını gideremediğim halde, ben sana nasıl yardımcı bulayım.”, demişti.
İmam-ı Suyuti hazretleri de :
“Sadaka fakire verilirse 10 misli, âmâ ve âcize verilirse, 70 misli, yakın akrabaya verilirse 1000 misli, ana babaya verilirse 10 000 misli, talebe ve alime verilirse milyon misli mukabele eder.buyurmuştur.
Cömert; menfaati, hiçbir karşılık beklemeden ulaştıran kimsedir. “Kerem ve cömertlik, sahibinin ayıplarını ve kusurlarını örten bir meziyettir.”
(İmam Şâfiî)
Abdülkâdir Geylânî hazretleri:
“Ben Allah’a gece namaz kılarak, gündüz oruç tutarak vasıl olmuş değilim. Allah’a ancak cömertlikle, tevâzu’ ile ve sadrımın selâmetiyle vâsıl oldum.” buyurmuşlardır.
İkram edeceğimiz kimseler, Allah ve Rasûlü ile onların sevdikleri, kendilerine kıymet verdikleri kimseler olur ise, daha makbul olur. Cenab-ı Hak Peygamber Efendimizin talebeleri olan Ashâb-ı Suffe için (meâlen):
“Verin o fakirlere ki, Allah yolunda kapanmışlar, şuraya buraya dolaşmazlar. İstemekten çekindikleri için, bilmeyen onları zengin zanneder. Onları sîmâlarından tanırsın, halkı bîzar etmezler”, buyurmaktadır.
(Sûre-i Bakara 273)
Peygamberimiz ise, kendisinden, el değirmeni ile un öğütmekten elleri kabardığı için hizmetçi isteyen kızı Hz. Fâtıma’ya: “Kızım, Ashâb-ı Suffe’nin ihtiyaçlarını gideremediğim halde, ben sana nasıl yardımcı bulayım.”, demişti.
İmam-ı Suyuti hazretleri de :
“Sadaka fakire verilirse 10 misli, âmâ ve âcize verilirse, 70 misli, yakın akrabaya verilirse 1000 misli, ana babaya verilirse 10 000 misli, talebe ve alime verilirse milyon misli mukabele eder.buyurmuştur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder