6 Temmuz 2018 Cuma

Sadaka ömrü uzatır hakikatini nasıl anlamalıyız?


Yayınlanma İtikadi Meseleler
Sadaka ömrü uzatır hakikatini ve ömrün ezelde sabit olup asla değişmeyeceği hakikatlerinin görünürde sanki çeliştiği tevehhümü hasıl olabiliyor bazen. Bu iki hakikati nasıl anlamalıyız?Sadaka ömrü uzatır hadisi şerifi anlatılırken güya rasülüllah efendimiz zamanında bir gencin o gece öleceğini cebrail a.s. haber vermiş peygamber efendimiz de dünyadan isteklerini sormuş, evlenmek istediğini.......ila..ahir... fakat ertesi günü peygamber efendimiz o genci mescidde görmüş ve hayret etmiş nihayet sormuş ve sadaka verdiğini söylemiş.. ilah......
Bu hadise evvela kulağa hoş geliyor.fakat imamı rabbani hazretleri 1.cilt 282. sahife..... 217. mektup da bu hadiseyi naklettikten sonra ben bunu asla kabul etmiyorum.zira bu hadisenin doğru olduğu kabul edilirse vahyi getiren cebrail a.s. ma hata isnad edilmiş olur buyuruyor.ayrıca bu sahifenin hemen alt kenarındaki haşiyede hadisleri tahric edenler bu hikaye batıldır aslı yoktur;cahillerin uydurmasıdır bu sebeble imamı rabbani hz. Kabul etmemiştir deniliyor. 
O halde bu gibi hadiseleri anlatırken satırların evvelini sonunu iyi okumak lazım.
Aslında bu mevzu kaza ve kader ile alakalı girift meselelerden biridir.bir tarafda ecel’in takdim ve te’hir etmeyeceğine dair ayeti kerime diğer tarafda sadakanın ömrü uzatacağına dair hadisi şerif. Elbette bunlar birbirinin zıddı değil.fakat izah etmek her babayiğidin karı da değil.izahında müşkilat olan bu gibi yerleri ehline bırakmak iyi olur.sadakayı teşvik ederken verenin çok yaşamasını ön plana çıkarmak yerine insanların ihtiyacını gidermedeki güzellik, onun sevabı, verme duygularının insana kazandırdığı hasletlerden bahsedilebilir.çok yaşamayı teşvik yerine insanları güzel yaşatmaya teşvik daha manidar değilmi?

Bu noktada ayrı bir mevzuya temas etmek faideli olacaktır. Sadakayı teşvik ederken sadakanın malı azaltmayacağını söylüyoruz.bu doğru.hem ayet-i kerime ve hem hadis-i şeriflerle sabit. Fakat cenab-ı hak sadaka verene dünyada  en az bir’e on verir deyip bu mevzuda, kim bir hasene ile gelirse ona(o kimseye) verdiğininin(en az) on misli vardır ayeti ile istidlal etmek doğru değildir.zira bu ayeti kerime en’am süresi 160. ayetidir. 159. ayetde mevlamız,peygamberimize hitaben (dinlerini tefrikaya düşürüp de şiy’a şiy’a olanlar var ya senin onlarla hiç bir alakan yoktur,onların işi allaha kalmıştır,sonra o (Allah)-onlara- ne ettiklerini haber verir.) yani Allah zamanı gelince ne yaptıklarını onlara haber verecektir,o zaman allaha bir hasene ile gelmiş olana onun on misli hasenat vardır.seyyie ile gelmiş olanda ancak o seyyienin misliyle cezalanır. buyuruyor. görüldüğü gibi  bu mükafat ve ceza ahirete müteallık bir hükümdür.ayrıca mevzu sadece sadaka da değildir. Hasene kelimesi ile ifade edilebilen namaz,oruc, zekat gibi bütün amellerdir. Hatta imanda buna dahildir. Bu manalardan sadece sadakayı anlamak da esasen uygun olmaz. bu ayetden dünyada bir lira sadaka verene Allah en az on lira verir manası nasıl anlaşılabilir? bunu anlamak gerçekten zor. Şayet başka bir delil varsa ayrı bir mevzu. fakat bu ayeti kerimeden bu manayı anlamak uygun değildir.

N.Y./ incemeseleler.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder